Çağın hastalığı olarak nitelendirilen kanserin, yeni bir düşmanı var. Kemoterapi, radyoterapi ve ilaç tedavilerinin yanı sıra egzersiz, kanser hastalarına yeni bir kapı açıyor. Yapılan son dönem deneylerde egzersizin kanser hastaları üzerinde olumlu etkileri olduğu ortaya çıktı.
Son dönemlerde yapılan çalışmalarda, kanser hastalığından korunma ve kanserin ilerlemesini geciktirmede egzersizin faydalı olabileceği bilgisini paylaşan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hakan Bozcuk, “Yapılan son dönem deneylerde egzersizin kanser üzerinde olumlu etkileri gözlemlenmiştir” dedi.
“KANSERLE BOZULMUŞ DENGEYİ GÜÇLENDİRİYOR”
Egzersizin kanser hastalığındaki etkisinin nasıl gerçekleştiği hakkında da konuşan Prof. Dr. Hakan Bozcuk, “Kanser hastalığında, mevcut olan hassas bir dengenin değişimiortaya çıkmaktadır. Bu denge, uzun süre iltihabi durum ve vücuttaki tümöre karşı savaşan savunma sisteminin birbiriyle ilişikli olarak değiştiği bir durumdur. Egzersiz, kanserde bozulmuş olan bu dengeyi, tümörü yok etmeyi amaçlayan savunma sistemini güçlendirerek ve aynı zamanda uzun süredir devam etmekte olan düşük düzey iltihabi durumu da hafifleterek hasta lehine çevirmektedir” ifadelerini kullandı.
“NORMAL HÜCRENİN KANSERLİ HÜCREYE DÖNÜŞMESİNE ENGEL OLUYOR”
Son dönemlerde yapılan laboratuvar ve hayvan deneylerindeki erken verilerin bazı ilginç sonuçları da gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr. Bozcuk, “Bu sonuçlara göre egzersiz normal hücrenin kanserli hücreye dönüşmesinde başlı başına engelleyici olabilmektedir. Kanserli hücre oluştuktan sonra çoğalarak kanserli kitle ve artan hücrenin oluşumunu azaltabilmektedir. Benzer şekilde kanser oluştuktan sonra ve yaygın evreye geçtikten sonra radyoterapi ve kemoterapi gibi savunma sistemi aracılıklı diğer son dönem tedavilerin kullanımdaki etkinliği de egzersizle artabilmektedir” dedi.
“DOĞAL ÖLDÜRÜCÜ HÜCRELER KAPASİTE ARTTIRIYOR”
Egzersiz ve kanser ilişkisine dair önemli ve heyecan verici bulgular hakkında da açıklamalar yapan Prof. Dr. Bozcuk, “Kanserin korunması basamağında egzersiz, vücuttaki uzun süreli iltihabi olayları baskılamaktadır. Bu da kanser gelişimini azaltmaktadır. Aynı şekilde vücutta savunma sisteminin çok önemli bir parçası olan doğal öldürücü hücreler yani NK hücrelerinin görevleri ve iş yapabilme kapasiteleri egzersizle artmaktadır. Kanser tedavisinde egzersizin rolüne geldiğimizde ise, egzersiz tümöre nüfus eden vücudun savunma hücrelerini arttırmaktadır. BunlaraSitotoksik T hücreleri de denilmektedir” şeklinde konuştu.
KANSERİN TEKRARLAMASINDA AZALTICI ETKİ
Egzersizin son dönem savunma sistemini güçlendiren yeni tedavilerle kullanıldığında dendritik hücreler denilen hücrelerin sayısını, egzersizin arttırdığınıngörüldüğünü belirten Prof. Dr. Bozcuk sözlerine şöyle devam etti: “Egzersiz, tümörle savaşan savunma sistemini güçlendirmekte ve aynı zamanda vücudun savunma sisteminin tümörü tanımasını ve yok etmesini zorlaştıran uzun süreli iltihabi durum varlığını ise en aza çekmektedir. Tüm bu bulgular, egzersizin kanserden korunmadan ve kanser tedavisinde ve hatta belkide kanserin tekrarlamasında azaltıcı etkisi olabileceğini göstermektedir.”
“DOKTORUNUZLA TEMASA GEÇİN!”
Kanser tedavisi alan hastaların, doktorlarıyla temasa geçerek fiziksel durumlarına ve hastalıklarına uygun bir egzersiz programı konusunda destek almaları gerektiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Bozcuk, “Fiziksel olarak yeterli olan, egzersiz yaparak motive olan ve tedavisinin başarıya ulaşması ya da kanserin ilerleyişinin geciktirilmesi konusunda yeni bir şey yapmayı isteyen her kanser hastası, uygun egzersiz programları içinde yer almayı düşünmelidir” şeklinde konuştu.
KUTU…..KUTU……KUTU….KUTU……..
Egzersizin kanser üzerindeki etkileriyle ilgili çalışmaların henüz erken sonuçlar verdiğini ve özellikle hücre kültürü çalışmaları, laboratuvar sonuçları ile hayvan deneylerinden elde edildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Bozcuk, “Bu sonuçlar, ileri insan çalışmalarıyla desteklenmesi beklenen doğal bir ön basamak oluşturmaktadır.Bu konuda daha ileri bilgiye ihtiyaç olsa da ortaya çıkan bu sonuçlar heyecan verici”
]]>Fuarın ikinci günü Emitt 2016 Fuarı 3 No’lu salonda Crystal Otellerinin gerçekleştirdiği kokteylde sanal gerçeklik projesi gelen misafirlere sürpriz bir şekilde sunuldu. Ziyaretçilerin kendilerine verilen özel gözlüklerle otelleri adeta geziyormuş hissi veren 360 VR gözlüklerini kullandılar ve verilen adreslerden mevcut cep telefonlarını kullanarak otellere ait sanal gerçeklik sayfalarına ulaşabildiler, otellere ait tüm detaylar hakkında görsel olarak bilgi sahibi olabildiler.
]]>
Datça’nın rahatlatıcı havasını Antalya’ya taşıyan Kapsam Tarım ve İş Geliştirme’nin yeni girişimi “Olive Farm of Datça” mağazası Antalya’da açıldı. Çok sayıda davetlinin katıldığı açılışta kısa bir konuşma yapan Kapsam Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Helvacıoğlu konuşmasının ardından açılış kurdelesini Muratpaşa Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Cephaneci ile birlikte kesti. Shemall AVM’nin 1’inci katında açılan mağazanın kokteyline katılan davetliler aromalı zeytinyağı ve sirkeleri tatma imkanı buldu. Mağazada erken hasat organik zeytinyağı, sirke, reçel ve zeytinlerin yanı sıra zeytinyağı içerikli organik kozmetik ürünleri de satışa sunuluyor.
]]>İngilizce çevirisi lazım bize!
Çok delikanlıyız biz.
Çok atarlıyız, çok asabiyiz,
Giderliyiz,
Sinir içindeyiz.
Tüm memleketçe böyleyiz.
Vampir yesin beni ki doğru söylüyorum.
Evimi ateşler sarsın, bilgisayarım patlasın, çorabım kaçsın ki
Yalan söylemiyorum.
Sizi yanlış bir tespit ile oyalamıyorum.
Dürbün ile bakın çevrenize, dikkatli izleyin haberleri
Ciddiyet ile okuyun gazeteleri,
Göreceksiniz…
Haksızlığa uğramış birilerinin hakkını ararken kapıldığı ayıplanmayacak öfkesi değil ,
hikayelerin hiçbiri.
“Racon kesmiyoruz, kafa kesiyoruz” saldırganlığında tüm yurdun geneli.
Ve bence
“İmam gaz çıkarınca cemaat ishal olurmuş” durumu halimizin temel sebebi.
Zorbalık, aymazlık,yan yatmışlık,çamura batmışlık ,Suçu marifet sanmışlık.
Gidişatımızın en belirgin kara deliği…
Suçluyu kahraman mağduru suçlu yaparken
Suçlu alkışlarla yaşarken
Milletin racon yerine kafa kesmesini normal bulmayanınız var mı?
Varsa parmak kaldırsın
Ve Rica ederim bana da anlatsın.
Kötünün haksızın
İpsiz sapsız akılsızın
Rol model aldığı kalabalık sayesinde
Ne mahallede huzur kaldı
Ne iş yerlerinde ne tarlada ne bahçelerde
Ne de çekirdek diye tabir ettiğimiz ailelerde
Bırakın onu bunu
Konu komşu kalmadı yüzüne bakacağımız
Şekerimiz bitse alacağımız.
Kapısını çalacağımız
Yalnızlaştırıldık anlayacağınız.
Ama olsun
Biz Türk’üz ya
Bir tane çakarız, Hakkımızı yine alırız!
]]>
Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, 2016 yılında bölgeye yapılması planlanan yeni yatırımlar ile 2015 yılı içerisinde gerçekleştirilen işlemler hakkında bilgi verdi.
60 MİLYON TL TASARRUF
Antalya OSB’nin 2015 yılı tahmini gelir bütçesinin 260 milyon TL olduğunu ve bu rakamın yüzde 95’inin gerçekleştiğini belirten Bahar, gider bütçesinden de önemli ölçüde tasarruf edildiğini söyledi. 2016 yılı tahmini gelir ve gider bütçelerinin 268 milyon TL olarak belirlendiğini aktaran Bahar, “2015 yılında yapılan yatırım ve bakım-onarım hizmetleri için 260 milyon TL’liktahmini giderbütçesi oluşturulmuştu. Bölge giderlerinden tasarruf sağlanması için aldığımız önlemler beklediğimiz sonuçları verdi ve planlanan tüm işlemler yaklaşık 200 milyon TL’ye gerçekleştirilerek bütçeden 60 milyon TL’lik tasarruf sağlandı. Ayrıca yönetim aidatlarında da hiçbir artış gerçekleştirmedik. 2016 yılında da bölgemiz kaynaklarını en doğru şekilde yönetip kaliteli ve kesintisiz hizmetin sürmesini sağlayacağız” dedi.
TÜRKİYE’NİN EN UCUZ SUYU
Bölgenin 2015 yılı elektrik, su, doğalgaz tüketim oranları ile 2016 yılı tüketim beklentileri hakkında da açıklamalarda bulunan Bahar, “2015 yılında 370 milyon KwH olan elektrik tüketiminin 2016 yılında 407 milyon KwH’ya, 87 milyon standartmetreküp olan doğalgaz tüketiminin 70 milyon standartmetreküp’e, 6 milyon metreküp olan su tüketiminin ise yaklaşık 7 milyon metreküpe ulaşacağını ön görüyoruz.Ayrıca elektrik, su ve doğalgaz birim fiyatlarında yapılan indirimler sayesinde sanayicinin girdi maliyetleri azaltılırken Antalya OSB sanayicisinin Türkiye’deki en ucuz içme suyunu kullanır hale gelmesi sağlandı” şeklinde konuştu.
GENİŞLEMENİN ÖNÜ AÇILDI
Geride bıraktıkları dönemde gerçekleştirdikleri en önemli icraatın bölge sınırlarının genişletilmesi ile ilgili yapılan çalışmalar olduğunu aktaran Bahar, “5’inci tevsi alanındaki (genişleme alanı) yeni sanayi parsellerinin satın alınarak bölgemize dahil edilmesi Antalya OSB’nin genişlemesinin önünü açmıştır” ifadelerini kullandı.
ENERJİ MALİYETİ SIFIRLANACAK
Hem bölgenin hem de bölge sanayicisinin girdi maliyetlerinin azaltılması için yatırımların devam edeceğini belirten Bahar, “Bölgemizde 1 MW’lık güneş enerjisi santrali tesis ederekatıksu ve içme suyunda kullanılan enerjinin sıfırlanması ve bundan sonraki dönemlerde sanayicimize yansıtılacak olan işletme bedellerinin daha da aşağıya çekilmesi en önemli projelerimiz arasında yer almaktadır” diye konuştu.
2016 YILI PROJELERİNİ AÇIKLADI
Bahar, 2016 yılı içerisinde hayata geçirmeyi planladıkları yeni projeleri ise şu şekilde sıraladı: “Dahili MOBESE sistemi, helikopter pisti ve bölgemize kuracağımız jandarma karakolu ile güvenliği artırmayı hedefliyoruz. Eski lojman binamızın yenileyerek çalışanlarımıza daha iyi imkanlar sunmak, Mesleki Eğitim ve Sertifikasyon Merkeziile AR-GE ve İnovasyonMerkezi’ni dizayn ederek sanayicimize katma değer sağlayacak hizmetler sunacağız. Sanayicilerimizin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri destek ünitelerinin bulunacağı alış veriş merkezi yine 2016 yılı içerisinde hayata geçirilecek önemli projelerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca ve özellikle kadın çalışanlarımızın, annelerimizin ihtiyacını karşılayacak 75 kişilik kreş inşaatı da yine bu yıl içerisinde başlayacak. 2, 3, 4 ve 5 nolu tevsi alanlarındaki alt yapı hizmetlerinin tamamlanması ile ilgili tüm işlemler geçmişte olduğu gibi aynı titizlik ve süratle devam edecek.”
]]>Ülke genelinde soğuyan havalar herkes kadar elbette ki sokakta yaşayan hayvanları da olumsuz etkiliyor. Zaman zaman eksi seviyelere düşen hava sıcaklığı, Konyaaltı Belediyesi’ni harekete geçirdi. Konyaaltı Belediyesi Sokak Hayvanları Sağlık ve Rehabilitasyon Merkezi sokak hayvanlarını, elektrikli ısıtıcılarla soğuktan koruyor.
SOKAK HAYVANLARI İÇİN SITICILI ODA
Sokaktan barınağa alınan kedi ve köpekler laboratuar ortamında yapılan bir dizi tahliller sonrasında kısırlaştırılıyor. Sonrasında ise rehabilite programına alınan sokak hayvanları, kendilerine ayrılan özel ısıtıcılı bölümlerde sahiplendirme programı kapsamında beklemeye alınıyor.
Her yıl onlarca sokak hayvanını rehabilite eden ve sahiplendirme programıyla yeni aileler bulan Konyaaltı Belediyesi, bu projeyle 2015 yılında 654 kedi ve köpeğe sıcak yuva sağladı. Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, öncelikle genç nesillere hayvanları sevdirmeyi amaçladıklarını söyledi.
3 BİNE YAKIN KİŞİYİ AĞIRLADIK
Bunun içinde Konyaaltı Belediyesi Sokak Hayvanları Sağlık ve Rehabilitasyon Merkezini öğrenci gruplarına açtıklarını dile getiren Başkan Muhittin Böcek, burada küçük dostlarıyla oyun oynayan çocukların, onları tanıyarak sevmeyi öğrendiklerini bildirdi. Bu kapsamda 2015 yılında 12 okuldan toplan 300 öğrenciyi hayvan barınağında ağırladıklarını ifade eden Başkan Böcek, vatandaşlarla birlikte barınakta ağırladıkları kişi sayısının 3 bine yakın olduğunu söyledi.
Bununla birlikte sahiplendirme programını da son derece önemsediklerini dile getiren Başkan Böcek, 2015 yılında bu program kapsamında 654 kedi ve köpeği yeni ailelerine teslim ettiklerini bildirdi. Konyaaltı Belediyesi Sokak Hayvanları Sağlık ve Rehabilitasyon Merkezi’nde laboratuar ve yeni ameliyathane bölümleri oluşturduklarını ifade eden Muhittin Böcek, geçtiğimiz yıl içinde 573 köpek ve 265 kedi kısırlaştırdıklarını bununla birlikte 6 kırık tedavisi ve bir de göz ameliyatı yaptıklarını söyledi.
]]>Beklenen soğuklar geldi… Tabii özellikle her sene birçok kişiyi esareti altına alan grip, solunum yolları enfeksiyonları gibi sağlık şikayetleri de… Bu nedenle bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz ve hastalıklara karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Sanem Apa Doğan; “Hava koşullarının getirdiği sağlık şikayetlerini engellemek, kışa karşı koruma kalkanı oluşturmak için sıcak bitki çayları en önemli yardımcınız olabilir” dedi.
İşte sizi karlı soğuk kış günlerine karşı hazırlayacak, bağışıklık sisteminizi güçlü tutacak bitki çayları… |
SOĞUK HAVALARA SICAK İÇECEKLER
Beklenen kar geldi… Tabii özellikle her sene birçok kişiyi esareti altına alan grip, solunum yolları enfeksiyonları gibi sağlık şikayetleri de… Bu nedenle bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz ve hastalıklara karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Sanem Apa Doğan; “Hava koşullarının getirdiği sağlık şikayetlerini engellemek, kışa karşı koruma kalkanı oluşturmak için sıcak bitki çayları en önemli yardımcınız olabilir” dedi.
İşte sizi karlı soğuk kış günlerine karşı hazırlayacak, bağışıklık sisteminizi güçlü tutacak bitki çayları…
IHLAMUR Soğuk havalarda sıcak bitki çayı deyince akla ilk gelendir ıhlamur. Seneler geçse de, bitki çaylarının çeşidi her geçen gün artsa da yerini her zaman korur. Ağrı giderici, iltihap geçirici olması ile özellikle boğaz enfeksiyonları ile başınız beladaysa sıcak bir ıhlamur size yardımcı olacaktır. Öksürük şikayetinde ise yine 3 dakika demlediğiniz ıhlamur içeriğindeki yatıştırıcı madde (linalool) ile rahatlamanıza destek olur. EKİNEZYA Senelerdir ekinezyanın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini biliyoruz. Kapalı bir ortamda çalışanlar özellikle solunum yolu enfeksiyonları ile daha sıklıkla karşılaşabiliyor. İşte bu noktada sağlığınızı kaybetmeden koruyucu etkisinden yararlanmak için günde 2 fincan “ekinezya” çayı içmelisiniz. Unutmayın hastalık başlamadan önce düzenli kullanım ile doğru etkiyi sağlarsınız… ADAÇAYI Boğaz iltihabı denildi mi bir diğer bitki çayı ise adaçayıdır. Özellikle demleyerek yapacağınız adaçayının boğaz ağrı ve yanmasına karşı yararlı etki yaratabileceğini unutmayınız. Ayrıca ders çalışırken, rapor hazırlarken, stresle başa çıkmak için de yine rahatlatıcı etkisi ile adaçayı içmeyi deneyebilirsiniz. ZENCEFİL LİMON Her ikisinin de bağışıklık sistemi üzerine etkisi bilinen bir gerçek. Yıllarca soğuk algınlığı ve öksürüğe karşı etkili kabul edilen zencefil çayı vücut direncini artırıyor. Hem bağışıklığı güçlendirmek hem de metabolizmayı canlı tutmak için özellikle sabah saatlerinde tercih edebilirsiniz. Böylece gün içinde kendinizi daha rahat hissedersiniz. FONKSİYONEL ÇAYLAR Karışık bitki çaylarını bilmeyenimiz yoktur. Her birinin etkisi farklı bitkilerin doğru oranlarda birleştirilerek yapılan bu çaylar vücudun yavaşlamaya eğilimli sindirim sistemi üzerine destek olur. Doğru kaynaklardan elde edilmiş, saklama koşullarından emin olduğunuz, araştırma ve geliştirilmesi yapılarak doğru içerik ve doğru miktarlarla hazırlanmış bu çayları günde 2 defa 2-3 dakika demleyerek kullanabilir, yavaşlayan sindirim sisteminize destek yaratabilirsiniz. Ancak size uygun olabilecek itki çayından emin olmak için lütfen öncelikle diyetisyeninize başvurunuz. YEŞİL ÇAY Sıcak bitki çayı derken yeşil çaydan bahsetmemek olmaz. Kışa girerken kalın kazakların altına gizleyebileceğimiz kiloların rahatlığına girmek yerine metabolizmanızı her daim canlı tutarak yaza doğru daha az kilo kaybını sağlamak için uğraşabilirsiniz. Yapılan binlerce çalışma yeşil çayın metabolizma üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Özellikle abdominal bölge olmak üzere vücut yağını düşürdüğü yapılan birçok çalışma ile ispatlanmıştır. Bu çalışmaların birinde 240 yetişkin kadın ve erkek 12 hafta boyunca gözlenmiştir. Çalışmanın sonunda ise vücut yağ yüzdesinde, vücut ağırlığında, bel çevresinde ve abdominal bölgede önemli derecede farklar olduğu gözlenmiştir. Günde içeceğiniz en az 3 fincan yeşil çay ile kışın kilo artışınızı durdurabilir, metabolizmanızı canlı tutabilirsiniz. Ayrıca Yeşil çaydaki en önemli bileşik olan Epigallokateşin Gallat (ECGC)’dir. ECGC birçok hastalığa iyi gelen ve tedavi edici özelliği olan bir bileşiktir. Yeşil çayın içerisindeki vitamin ve mineraller de sağlık için büyük önem taşır. Yeşil çaydaki C vitamini, grip ve genel soğuk algınlığı tedavisine yardımcı olur.
Karabiber meyveleri ile gargara boğaz enfeksiyonlarına iyi geliyor Karabiberin meyveleri ile hazırlanan çayın boğaz enfeksiyonlarında yararlı olduğunun altını çizen Sanem Apa Doğan’ın bu dönemde etkili olabilecek bitki çayları önerileri:
Bu bitkiler her derde deva
· Tarçın kabuğu, biberiye yaprağı, zencefil, kekik, karanfil tomurcuğu;içerisindeki uçucu bileşenlerin bakterilerin gelişimini önleyici etkisi bulunuyor. · Yenibahar, kişniş, kakule, anason, frenk kimyonu, mayıs papatyası, zencefil, zerdeçöp; safra ve mide asidini artırarak sindirimi kolaylaştırıyor. · Karahindiba, biberiye, enginar yaprağı, zencefil ve zerdeçöp; safra oluşumu ve salgılanmasının artırıyor, hasar gören karaciğer hücrelerini yenileyerek kuvvetlendiriyor. · Turunç kabuğu ve biberiye; metabolizmayı hızlandırıyor, yağların yakılmasına yardımcı oluyor. · Tarçın kabuğu ve kekik; kan şekeri seviyesini düzenliyor. · Zencefil, zerdeçöp ve mayıs papatyası; vücuttaki iltihabı atmaya yardımcı oluyor. |
]]>
Projede kıyı koruma dengesi, deniz dalga boylarının ölçülmesi, deniz akımların çözülmesi, tuzlu su çözümleri, taşkın su ile ilgili alınması gereken tedbirlerin hepsinin alınacağını kaydeden Türel, “Bakınız bir örnek vereyim. Boğaçayı’nda geçmişte yaşadığımız sel felaketindeki deniz kenarındaki köprü yıkılmıştı. O sel felaketinin debisi 2 bin 300’dü. Biz 2 bin 300 debilik sel felaketi yaşadık ve köprü yıkıldı gitti. Biz 4 bin 600 debiye göre tedbir projesi ortaya koyuyoruz. Yani o gün yaşanan sel felaketinin iki katındaki debiye göre bir tedbir alıyoruz. Eğer Boğaçayı Projesi kapsamında hiçbir şey yapılmayacaksa bile bu bölgenin Allah korusun bir gün büyük bir yağışta sonu felakettir. Her halükarda bunu yapmamız lazım” diye konuştu
1 MİLYAR LİRALIK PROJE
Boğaçayı’nın alt yapısı ile ilgili bir çalışmanın DSİ Genel Müdürlüğü tarafından bir protokol kapsamında yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Türel, “2016 senesinde sahilden ikinci köprüyü bir miktar geçtiğimiz zaman içeriye doğru 2 kilometrelik bölümün üst yapı ihalesini, DSİ bir taraftan alt yapı çalışmalarına devam ederken yapmak istiyoruz. Ve görev dönemimizin sonuna kadar bu ilk etabı dediğimiz iki kilometrelik bölümünü Antalyalıların hizmetine sunmak istiyoruz” dedi.
Projenin bir milyar liralık büyük bir proje olduğunu belirten Türel, “Kanal İstanbul kadar önemli diyoruz. İstanbullulara ayıp olmasın diye çok iddialı konuşmak istemiyorum. Ama bence Kanal İstanbul’dan sonra çok daha büyük bir proje. Çünkü Kanal İstanbul’dan daha uzun genişliği büyük olan bir kanal olacak Boğaçayı projemiz” dedi.
PROJEDE NELER VAR
Başkan Türel, Boğaçayı projesi ile ilgili şu bilgileri verdi: “İçerisinde 2 tane yat limanı olacak. Biri içerde biri de dışarıda. Halka açık yaşam merkezleri olacak. Halkımız buralarda gezecek görecek dinlenecek eğlenecek. Antalya’nın en önemli cazibe merkezi olacak. Antalya’nın marka değerini katlayacak bir proje olacak. Sadece Boğaçayı çevresinde değil bakın bütün Antalya’nın etrafındaki emlak fiyatlarının artmasına vesile olabilecek. Şuanda TÜİK verilerine bakıyorum. Emlak fiyatlarında en çok fiyat artışı olan şehir Antalya. Dolayısıyla bu Antalya’nın zenginleşmesinin bir işaretidir. Daha konuşurken, hazırlıyorken projeyi sunduğumuzda bu gelişmeler varsa Antalya’nın genelinde demek ki biz bu projeyi inşallah hayata geçirdiğimizde hizmete sunduğumuzda Antalya bambaşka bir Antalya noktasında. Farklı bir konuma yükselecektir”.
AÇIKLAMADAN ELEŞTİRENLER OLDU
Boğaçayı projesinde sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve bilim adamları ile görüş alış verişi yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini dile getiren Türel, tamamlayıcı, eksikleri giderici ve yapıcı her türlü eleştiriye açık oldukları kaydetti. Projenin daha kamuoyuna duyurulmadan eleştirilmesi gibi garip bir durumla da karşı karşıya kaldıklarını belirten başkan Türel “Daha ne olduğunu bilmeden çıkıp beyanatta bulunmak bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın göstergesi” dedi.
Proje tanıtım toplantısına siyasi partilerinin il Başkanlarını da davet ettiklerini aktaran Türel “O yüzden biz projemizi paylaştık. Tüm STK, iktidar, muhalefet meclis üyeleri ile kanaat önderleri, muhtarlar ile… Tüm il başkanlarını da davet ettik. Gelip dinlemiyorlar, biz karşıyız diye açıklama yapıyorlar. Gülünç duruma düşüyorlar. Biz Antalya’ya bir eser kazandırmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Meslek odaları ile örnek bir çalışmayı başlattıklarını kaydeden Türel, “Projeye ciddi katkı sağlıyorlar. Dün arkadaşlarımız görüştüler. Tüm oda temsilcileri ciddi hazırlık yapıyorlar, Eksikliklerin tespiti varsa bunların giderilmesi için bize rapor hazırlayacaklar. Ocak ayının ilk haftasında odalarımızla proje gurubumuzla karşılıklı toplantı yapmak için plan yapıyoruz. Eksikleri ifade edecekler, projede onların giderilmesi için her türlü gayreti sunacağız. Hangi konular kafasına takılmışsa ele alacağız. Odalar, örneğin İnşaat Mühendisleri Odası, fevkalade olumlu yaklaşım gösteriyor. Bazı konulardaki tereddütleri dile getirmişler, Yıldız Üniversitesi’ndeki bazı hocalardan destek alacaklarını ifade etmişler çok memnun oldum. Takıldıkları konu başlıklarını versinler bize, bizim proje gurubuna söyleyelim onlar da getirsinler hazırlıklarını, hep birlikte konuşalım ve doğruları bulalım” diye konuştu.
Kahveye dair bilinmeyenleri öğrenmek isteyenler için kaçırılmayacak bir deneyim olan Kahve Festivali’nde baristalar popüler kahveleri çok özel şovlarla konukların beğenisine sunuyor. Crystal Gurubu İçecek Uzmanı Barista ve aynı zamanda içecek eğitmeni Mehmet Karacagün’ün Tekila, kahve ve kahve liköründen oluşan Meksika kahvesi, Kafecan firmasından ünlü barista Batuhan Yalçın’ın portakal kabuklu, bitter çikolatalı ve zencefilli Türk kahvesi büyük ilgi görüyor.
]]>